Zarflar (Belirteç)

Eylemleri, eylemsileri ve zarf türünde olan başka sözcükleri anlam yönünden pekiştiren ya da kısıtlayarak sınırlayan sözcük çeşididir.

ZARFLAR (BELİRTEÇLER)

Eylemleri, eylemsileri ve zarf türünde olan başka sözcükleri anlam yönünden pekiştiren ya da kısıtlayarak sınırlayan sözcük çeşididir.

Adam akıllı davranıyor.

            Zarf    Eylem    

Adam, akıllı davranarak işini yürütüyor.

             Zarf      Eylem

Adam, çok akıllı birine benziyor.

             Zarf  Sıfat Zamir (ad)

Adam,   bu işte çok akıllı davrandı.

                         Zarf Zarf Eylem

Anlam ve Görevlerine Göre Zarflar

DURUM ZARFLARI

Eylemlerin ya da eylemsilerin nasıl olduğunu, ne durumda bulunduğunu gösteren bir zarf çeşididir. Durum zarflarını bulabilmek için eylem ve eylemsilere “Nasıl?” sorusu yöneltilir.

Adam aniden karşıma çıktı.

Sahnedeki sanatçıyı hayranlıkla izliyor.

Beni iyi dinle, sonra pişman olursun.

Çocuklar odalarında sessiz sessiz oynuyor.

Kapıyı çalıp yavaşça girdi.        

Durum Zarfının Özellikleri  

Bir sözcük, bir adı veya zamiri nitelerse, sıfat; bir eylemi ya da eylemsiyi nitelerse, durum zarfı olur.

O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler ve çekip gittiler.

Sıfat     Ad        Sıfat     Ad

İyi    düşünüp güzel konuştu.

Zarf  Eylemsi   Zarf   Eylemsi

İkileme biçiminde kurulan, pekiştirilmiş olan ve edatla öbekleşen kimi sözcükler eylem ve eylemsiyi etkileyerek zarf görevinde kullanılabilir.

Güneş pırıl pırıl parlıyordu.         İkileme

            zarf

Deniz masmavi görünüyordu      Pekiştirme

             zarf

Çamaşırları sakız gibi yıkamış.    Edat öbeği

                     Zarf

ZAMAN ZARFLARI

Eylemleri ve eylemsileri zaman yönünden gösteren, bunları zaman olarak sınırlayan bir zarf çeşididir. Zaman zarflarını bulabilmek için eylem ve eylemsi tabanlarına “Ne zaman?” sorusu yöneltilir.

Demin buradaydı, şimdi yok oldu.

Geç fark ettim, taşın sert olduğunu.

Yıllar önce değil ağaç, bir yeşil ota bile rastlayamazdık.

Kışın giyeceğim diyerek ucuzluktan bir sürü kazak aldı.

Yirmi yaşında  evlenip çoluğa çocuğa karışmış.

Zaman Zarfının Özellikleri

Zaman bildiren sözcükler, eyleme, ya da eylemsiye yöneltilen “Ne zaman?” sorusuna yanıt verirlerse, zaman zarfı; zaman kavramını karşılarsa, tür yönünden ad olurlar.

Erkenden yat, sabah yola çıkacaksın.

               Zaman Zarfı

Sabah yeni umutların doğuşudur.

  Ad

Ad ve sıfat tamlamaları cümle içinde zaman zarfı

olarak kullanılabilir.

Ertesi gün başladı, gün doğmadan yolculuk.

Sıfat tamlaması

Gece yarısı bir patlama oldu.

Ad tamlaması

YER-YÖN ZARFLARI

Eylemlerin ve eylemsilerin gerçekleştiği yeri ve yöneldiği yönü gösteren bir zarf çeşididir. Yer-yön zarflarını bulabilmek için eylem ve eylemsilere “Ne yöne, Ne tarafa?” soruları yöneltilir.

Az önce dışarı çıktı.

Adam bir adım geri çekildi.

İleri atılıp sellercesine, göğsünden vurulup tam ercesine.

Bırak bekle, asansör yukarı çıkıyor.

Yer-yön Zarfının Özellikleri

Yer-yön bildiren sözcüklerin yer-yön zarfı olabilmesi için mutlaka bir eylemi ya da eylemsiyi göstermesi gerekir. Aksi halde bunlar başka bir sözcük oluşturur.

Bir adın önüne gelerek adı etkilerse sıfat olur.

Yukarı mahalle, aşağı kat, ileri adım

Sıfat       Ad        Sıfat  Ad  Sıfat  Ad

Ad durum ekleriyle çekimlenirse ad olur.

İçeriye bir yabancı girdi.

Ad

Biraz geriye git.

            Ad

Dışarıda kar, içeride sımsıcak bir hava vardı.

   Ad                Ad

Bir yer ve yön adı olarak kullanılırsa, tür yönünden yine ad olur.

Dışarısı çok kalabalıktı.

   Ad

Aşağısı oldukça sessiz ve sakindi.

    Ad

Görüldüğü gibi yer ve yön gösteren “içeri, dışarı, aşağı, yukarı, öte, beri, ileri, geri” gibi sözcüklerin yer-yön zarfı olabilmesi için mutlaka ad durum eklerinden birini almamış ve çoğalmamış olarak eylemlerin önünde kullanılmaları gerekir.

AZLIK-ÇOKLUK ZARFLARI  

Bir eylemin, eylemsinin, sıfatın veya başka bir zarfın sayısını ve ölçüsünü gösteren, bunları karşılaştırarak dereceleyen bir zarf çeşididir.

Dilimizde sayı, ölçü ve miktar gösteren, karşılaştırma ve derecelendirme yapılabilen başlıca sözcükler şunlardır: daha, pek, çok, en, fazla, oldukça, epey, epeyce, az, biraz, gayet, fevkalade, denli…

Çok   yedim,   daha   fazla   yiyemem.

Zarf    Eylem    Zarf    Zarf     Eylem

Olanlara  fevkalade sevindim.

    Zarf     Eylem

Çok  çalışıp     az   dinlenirdi.    

Zarf   Eylemsi Zarf    Eylem

Bir dahaki sınava   daha   iyi   hazırlan.

Zarf  Zarf    Eylem

Ondan  daha   iyi  bir  insana   rastlamadım.

Zarf   Sıfat Grubu Ad

Ali   en   iyi,   en   akıllı   öğrenciymiş.

      Zarf  Sıfat Zarf  Sıfat

Son günlerde gayet   sakin bir   çocuk olmuştu.

          Zarf  Sıfat Grubu   Ad

Adlar ikileme oluşturarak azlık-çokluk zarfı yaratabilir.

Yemeklerden tabak tabak yediler.

                              Zarf

Donmuş patatesler çuval çuval çöpe atıldı.

                                  Zarf

SORU ZARFLARI

Soru sözcükleri bir eyleme yönelerek onun nasıl yapıldığını, ne durumda olduğunu, yapılış şeklini ve zamanını buldurmaya yönelik olarak kullanılırsa soru zarfı olur.

Parandan ne kadar harcadın?

                 Soru Zarfı   

Neden her şeyden beni sorumlu tutuyor?

Soru Zarfı

Ne diye ağlayıp duruyorsun?

Soru zarfı

Oradan ne zaman gelecekmiş?

Soru zarfı

Yapılarına Göre Zarflar  

Basit Zarflar :  Yapım eki almamış ya da bileşik bir sözcük durumunda olmayan, kök halinde olan zarflardır.

çok, pek, dün, yukarı, tek, demin…

Türemiş Zarflar : Yapım eki alarak gövde durumuna geçen zarflardır.

Er-ken, ön-ce, son-ra, sabah-leyin, kış-ın, saatler-ce…   

Bileşik Zarflar :  İki sözcüğün biçimsel olarak birleşmesinden oluşan zarflardır.

Bir-az, bu-gün, ilk-önce

Öbekleşmiş Zarflar :  İki ya da daha çok sözcüğün biçimce ayrı yazılmasına karşın anlamca kaynaşmasından oluşan zarlardır. Örnek :  hemen hemen, er geç, bazı bazı, zaman zaman…

Zarflarla İlgili Genel Uyarılar

Dilimizde kesinlik anlamı taşıyan “şüphesiz, elbette, mutlaka, asla, kuşkusuz” gibi sözcükler, bu anlamlarla eylemi pekiştirdiğinde kesinlik zarfı oluşturur.

Doğacaktır, elbet sana vadettiği günler Hakk’ın.

Benimle bir daha asla böyle konuşma!

Şüphesiz tüm söylenenleri anlıyor.

Eylem ve eylemsilere tekrar anlamı veren, onların yinelendiğini gösteren “tekrar, bir daha, gene, sık sık, çoğu kez, arada bir, bazen, yine” gibi sözcükler yineleme zarfı yaratır.   

Bu konuyu tekrar ele almalıyız.

Kar yine savrula savrula yağıyordu.

Çocuk ikide bir babasından para istiyor.

Eyleme olasılık anlamı katan “belli, herhalde..”

sözcükleri olasılık zarfı olarak adlandırılır.

Belki yarın, belki de yarından sonra gelir.

Herhalde toplantıda konuşulanları hiç dinlemedin.

Eylemi zaman ve nicelik yönünden sınırlayan “artık, ancak, yalnız” sözcükleri sınırlama zarfı adını alır.

Artık bu sıkıntıya dayanamıyorum.

Bu işi ancak üç gün sonra bitirebilirim.

Beni yalnız sen anlarsın.

Genellikle bir soruya karşılık olarak kullanılan

“evet, hayır” sözcükleri onaylama zarfı adını alır.

–     Kitap okur musun?

–     Evet.

–     Sen de gittin mi?

–     Hayır.