DİVAN EDEBİYATI ( KLASİK EDEBİYAT – ESKİ EDEBİYAT)
İslamiyet’in kabulünden sonra Türkler yaşamın her alanında Araplardan, Farslardan etkilenmişlerdir. Bu etkileşimin en belirgin olduğu alanların başında edebiyat göze çarpmaktadır.
- 13. yy dan dan itibaren şair ve yazarlar Fars- Arap etkisine girmeye başlamıştır.
- Şairler şiirlerini “DİVAN” adını verdikleri bir kitapta topladıkları için bu edebiyatına “Divan Edebiyatı” denilmiştir.
- Ayrıca “klasik-eski –zümre edebiyatı” da denilir
- Bu edebiyatın özünde dinde tasavvuf vardır.
- Dil çoğunlukla halkın anlayacağı tarzda değildir.
- Arap ve Fars edebiyatı örnek alınmıştır.
- Saraydan destek gördüğü için “saray edebiyatı” da denilmiştir
- Ölçü olarak “aruz ölçüsü” kullanılmış.
- Çoğunlukla aşk, şarap, kadın övgü, din, ahlak, tasavvuf konuları işlenmiştir
- Kafiye hem göz hem de kulak için anlayışı hakimdir.
- Zengin ve tam kafiye sıklıkla kullanılmıştır.
- Divan dışında beş mesnevinin toplandığı kitaba “hamse” denilir.
- Mesneviler divanda yer almaz. Ayrı bir kitap olarak düzenlenir.
- Divan edebiyatında düz yazıya önem verilmemiştir.
Nazım biçimleri “beyitle” yazılanlar: Gazel, kaside, mesnevi, kıta, müstezat
“Bentlerle” yazılanlar: rubai, tuyuğ, şarkı, terkib-i bent, terci-i bent, murabba, muhammes…
Rubai ve Tuyuğ tek bentli nazım biçimidir.
BEYİTLERLE YAZILAN NAZIM ŞEKİLLERİ
1 ) GAZEL
- Güzellik, aşk, kadın, şarap gibi konuları işleyen nazım türüdür.
- Araplarda Farslara onlardan da Türklere geçmiştir.
- Gazelin ilk beyitine “matla”son beyitine “makta” denir.
- En güzel beyitine “beyt’ül gazel ya da şah beyit” denir
- Kafiye şeması: “aa,ba, ca da…” şeklindedir.
- “En az beş en fazla on beş beyit” ten oluşur.
- Konu birliği yoktur. Her beyit başka bir konudan bahsedebilir.
2 ) KASİDE
- Herhangi bir kişiyi ya da durumu övmek amacıyla yazılan şiirlerdir.
- En 33 en fazla 99 beyitten oluşur.
- İlk beyitine matla, son beyitine makta, şairin adının bulunduğu beyite taç beyit adı verilir.
- Kafiye düzeni gazelle aynıdır.
- Allah’ın birliğini anlatan kasidelere: TEVHİT
- Allah’a dua etmek için yazılanlara: MÜNACAAT
- Herhangi bir şahsı övmek için yazılanlara: METHİYE
- Peygamberleri övmek için yazılanlara: NAAT
- Birini eleştirmek için yazılanlara: HİCVİYE
- Ölen birinin arkasından yazılanlara MERSİYE kasidesi denir.
- Kaside: nesip-girizgâh-methiye-tegazzül-fahriye-dua bölümlerinden oluşur.
- En önemli kasideci NEFİ’dir.
3 ) MESNEVİ
- Roman ve hikâyenin yerini tutan çoğunlukla uzun konuların işlendiği nazım biçimine denir.
- Her beyit kendi arasında kafiyeli olduğu için uzun yazılmaya imkân vermiştir.
- Beyit sınırı yoktur.
- Çoğunlukla hikemi konular, efsaneler, kahramanlık ve aşk konuları işlenmiştir.
- Leyla-Mecnun mesnevisi en çok okunan olmuştur.
UYARI: Bunların dışında uzun ve kısa mısraların ard arda sıralanmasıyla yazılan Müstezat, günümüz manileri gibi kafiyeleşen kıt’alar da yazılmıştır. Kıtalar aaxa şeklinde kafiyelenir.
BENTLERLE YAZILAN NAZIM ŞEKİLLERİ
1) TERKİB_İ BENT
5 ile 15 bent arasıda değişir uzunluğu.( 15 ten fazla olan da var)
Her bent 8–15 beyit arasında değişir.
Didaktik, felsefi, eleştiri konularında yazılır.
Gazel gibi kafiyelenir.
Ziya Paşa’nın terkib-i bendi meşhurdur
2) TERCİ_İ BENT
Terkibi-i bente benzer.
3 ) TUYUĞ
- Divan edebiyatına Türklerin kattığı bir türdür.
- Felsefi konular işlenmektedir.
- Kadı Burhanettin’in tuyuğları meşhurdur
4 ) RUBAİ
- Kafiyelenişi aaxa şeklindedir.
- Aruzun belli kalıplarıyla yazılır.
- Felsefi ve hikemi derinliği olan konular işlenmiştir.
- İran’da ÖMER HAYYAM, Türk edebiyatında MEVLANA ‘nın rubaileri meşhurdur.
5 ) ŞARKI
- Türklerin divan edebiyatına kattığı bir türdür.
- Aşk kadın şarap konuları işlenmiştir.
- Nedim bu türün en önemli temsilciliğini yapmıştır.
- Üçüncü mısrasına “miyan” denir.