1916′da Romen asıllı İtalyan şair Tristan Tzara tarafından ortaya atılan Dadaizm akımı (Kuralsızlık), edebiyat ve sanatta her türlü geleneğe, kurala karşı çıkan; “kuralsızlığı kural edinen” bir akımdır.
I. Dünya Savaşı’nda yüz binlerce insanın ölmesi, insanların derin acılara gömülmesi ve mutsuzluğa sürüklenmesi; akla, mantığa ve ahlâka dayalı biçimde kurulduğunu söyleyen düzenlere karşı güvenin sarsılması, değer yargılarının alt üst olmasına yol açmıştı.
İşte Dadaizm, böyle bir ortamda savaş içinde doğdu; savaştan sonra Fransa’da etkinlik kazandı. Dadaizm, savaşın doğurduğu acılara, yıkımlara karşı bir protesto, bir isyan hareketi olarak kendini ortaya koydu.
Dadaizm;
1. Bireyi aklın tutsaklığından ve akla dayalı düzenden kurtarmak
2.Sanatta her türlü geleneği yıkmak
3. Sözcükleri bilinen anlamları dışında kullanmak
4. Yerleşik dil ve estetik kurallarını kaldırmak
5. Akıldışılığı, kuralsızlığı ve sürekli değişmeyi savunmak
gibi amaçlar edinmişti.
Tristan Tzara’nın, Meydan Larousse’dan rastgele seçtiği bir sözcükten (Dada) adını alan bu akım, 1922′de yerini Sürrealizme (gerçeküstücülük) bıraktı. Sürrealizmin kurucusu olan şairlerin çoğu (Breton, Soupault, Aragon, Eduard…) sanat yaşamlarının ilk dönemlerinde Dadaizm içindeydiler.
Dadaizmln kurucusu ve öncüsü olan T.Tzara, bu akımı şöyle tanımlar:
“Kağıt parçaları üzerine sözcükler yazın, bunları bir şapkanın İçine atıp karıştırın, sonra teker teker çekip bir kağıdın üzerine sıralayın; işte Dadaizm…”
Dadaizmin önemli Temsilcileri:
Tristan Tzara
Francls Picabia
Türk edebiyatında Dadaizm’i tüm özellikleriyle benimsemiş bir sanatçı yoktur.